Doping

Hemşirelik Eğitimindeki Etik Sorunlar

Özet

“Hemşirelik eğitiminde etik” olarak adlandırılan geniş literatür birikimi tamamen hemşirelik okullarındaki etik eğitimine ilişkin müfredat konularına, yani öğretilen etik içeriğinin ne olması gerektiğine ve tüm hemşirelik müfredatına hangi kuram veya konuların dahil edilmesi gerektiğine ayrılmıştır. Hemşirelik literatürünün gerçekten belli etik konularına odaklandığı yerlerde, sadece tekil konu başlıkları ele alınmaktadır. Hemşirelik eğitimi bağlamında ortaya çıkan etik sorunlar veya ikilemler hakkında herhangi bir sistematik analiz veya açıklama ise literatürde yer almamaktadır. Bu makalenin amacı, hemşirelik eğitimindeki etik konularının spektrumunu belirlemek ve böylece bu tür konuların sistematik ve derinlemesine bir şekilde çalışılmasını teşvik etmek ve akademik hemşirelik bağlamında ortaya çıkan etik sorunları belirleyip bunların geçici bir tipolojisini yaparak ileride gerçekleştirilecek araştırmalar için bir temel atmaktır.

Giriş

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki modern hemşirelik etiği literatürü neredeyse bir buçuk asırlık bir geçmişe sahiptir ve başlangıcı 1873 yılında yayınlanan bir dizi dergi makalesine kadar uzanır. O zamanlar, Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk gerçek hemşirelik dergisi olan “The Trained Nurse and Hospital Review” adlı dergi, hemşirelikte etik konulu altı makaleden oluşan bir dizi yayımlamıştır.1 Literatür daha erken tarihli kitaplar olduğundan bahsetse de Isabel Robb’un 1900 yılında yayımlanan “Nursing Ethics: For Hospital and Private Use”2 adlı kitabı genellikle Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ilk hemşirelik etiği kitabı olarak kabul edilir. O günlerden bugüne kadar, hemşirelik etiği literatürü geniş, derin ve kapsamlı olmuş, zaman zaman öz düşünümsel (kendine göndermeler yapan) ve cesur bir hal sergilemiştir. 1960’larda biyoetiğin yükselişiyle birlikte, zaten kapsamlı olan hemşirelik etiği literatürü yeniden filizlenmeye başlayarak bu konuya odaklanan yirmi yıllık bir dergi olan Nursing Ethics dergisini de içine alacak şekilde büyümüştür. Bu nedenle, literatürün geniş kapsamı düşünüldüğünde, hemşirelik etiği konusunda keşfedilecek yeni ufuklar, bulunacak yenilikler kaldı mı acaba diye sorabiliriz. Hemşirelikte ve biyobilimlerde gerçekleşecek ve şimdilik hayal bile edemediğimiz ilerlemeler dışında keşfedilecek bir şeyler kalmış olması pek mümkün görünmüyor. Yine de, hemşirelik etiği literatüründe yeni konular zaman zaman kendini gösterebiliyor. Örnek olarak, Yilderim ve arkadaşlarının3 2007 yılında hemşireler arasında “mobbing” konusunda yayımladıkları ve daha önce kimsenin eğilmediği bir konuya parmak basan makale verilebilir. Freda ve Kearney4 tarafından yayımlanan makale de hemşirelik editörlerinin karşı karşıya kaldığı etik sorunlara odaklanarak yeni bir konuyu gündeme taşımakta, Freda, Broome ve diğerleri ise hemşirelik hakemlerinin karşı karşıya kaldığı etik sorunlara dikkat çekmektedir.5,6 Küresel hemşirelik topluluğu ve hemşire göçü ise yeni yeni baş gösteren bir ahlaki sorundur.7 Çığır açılabilecek bir başka alan ise hemşirelik eğitiminde etik sorunlardır. Hemşirelik literatüründe, hemşirelik eğitimi bağlamında ortaya çıkan belirli etik sorunlar hakkında makaleler bulunmaktadır. Ne var ki, İngilizce dilindeki hemşirelik etiği literatüründe hemşirelik eğitimi bağlamında ortaya çıkan etik sorunları kapsamlı ve sistematik bir şekilde ele alan bir çalışma yoktur; bu, yeni çığırlar açılabilecek bir noktadır.8

Literatür incelemesi — etik sorunlar ve tabu alanlar

“Hemşirelik eğitiminde etik” olarak adlandırılan literatür tamamen hemşirelik okullarında verilen etik eğitimine ilişkin müfredat konularına, yani öğretilen etik içeriğinin ne olması gerektiğine ve tüm hemşirelik müfredatına hangi kuram veya konuların dahil edilmesi gerektiğine ayrılmıştır. Gerçekten de etik müfredatını veya değerlerin netleştirilmesiyle ve öğrencilerin sosyalleşmesi, ahlaki formasyonu veya gelişimi ile ilgili sorunları araştıran veya tartışan yüzlerce makale bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde bu tartışmaların hepsinin kökeni, 1800’lerin sonlarında atılan temellere dayandırılabilir. Hemşirelik literatürünün gerçekten belli bir etik soruna odaklandığı yerlerde bile sadece tekil konu başlıkları ele alınmaktadır; örneğin öğretim üyelerinin yayınlarında yazarların belirlenmesi, öğrenciler tarafından kopya çekilmesi ya da not vermede önyargılı olunması gibi kaygılar. Ancak hemşirelik eğitimi bünyesinde ortaya çıkan etik sorunlar veya ikilemler hakkında herhangi bir sistematik analize ve açıklamaya literatürde rastlamak mümkün değildir. Hemşirelik literatürünün bu konuyla ilgili sessizliği nedeniyle, bu çalışma, ilk başta öngörülene kıyasla daha çok hemşirelik eğitimi içerisinde etik araştırmalarına bir prolog (eleştirel giriş) niteliği kazanmıştır.

Cumulative Index to Nursing and Allied Health Literature (CINAHL) ve PubMed veri tabanları kullanılarak İngilizce dilindeki hemşirelik literatürü taranmıştır. Arama kelimeleri olarak etik ve hemşirelik eğitimi ile başlanmıştır. Kullanılan ek terimler arasında ise etik, moral (ahlaki), sorunlar, ikilemler, çatışma, hemşire, yüksekokul, okullar ve benzeri yer almıştır. Aramada yaklaşık 2600 makalenin hemşirelik eğitiminde etik sorunları ile ilgili olduğu tespit edilmiştir. İstisna olmaksızın, bu makaleler ya (a) hemşirelik müfredatında önemli olduğu düşünülen etik içeriği ya da (b) etikteki tekil sorunlar hakkında olmuştur. Literatür taramasının amacı, literatürde rapor edildiği şekliyle hemşirelik eğitimi bağlamında ortaya çıkan etik sorunların kapsam ve mahiyetini bulmak ve literatürde bu konulara atfedilen dikkatin göreli derecesini incelemek olmuştur. Literatür taramasıyla bu sorunların ele alınışının yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi ya da belirli makalelerin değerinin değerlendirilmesi amaçlanmamıştır. Makalelerin mahiyeti büyük değişiklik gösterirken (ilk ağızdan anlatımlardan editöryel yazılar, niteliksel çalışmalar, niceliksel çalışmalar ve tez çalışmalarından sorun analizlerine ve çok daha fazlasına kadar uzanan farklı yazılar), arama sonucunda tespit edilen makalelerin hepsi incelenmiştir. Dört yıl sonra ise gösterilen göreli dikkate, ağırlığa veya kararlılığa tekrar bakmak ve ortaya çıkan sorunları ve yeni kaygıları belirlemek için yeniden bir inceleme yapılmıştır.

2008 yılında, tespit edilen hemşirelik dergisi makalelerinin %10’dan daha azı müfredata ilişkin kaygılardan ziyade fiilen hemşirelik eğitimindeki etik sorunları ele alıyordu. Kaygılar birkaç konu başlığı etrafında toplanmıştır. Orantısız bir şekilde, makalelerin %21’i yazarlık etiği konusuna odaklanıyordu: yazar olarak kimin adı kullanılır, birinci ve ikinci yazar kim olmalıdır, öğrenci yayınlarında öğretim üyelerine yer verilmesi vb gibi. Makalelerin % 18,4’ü ise dürüstlük, ispiyonculuk ve çeşitli biçimlerde akademik sahtekarlık konularını ele alıyordu. Bu makalelerin bazıları özellikle araştırma ile ilişkili olarak gerçekleşen bilimsel suistimalleri ele alırken bu kategorideki makalelerin çoğunluğu kopya çekmek, yüksek teknolojili kopya/sahtecilik, dönem ödevlerinin satın alınması, hasta klinik kayıtlarında sahtecilik ve intihal gibi öğrenciler tarafından gerçekleştirilen akademik sahtekarlıklara odaklanıyordu. Hemşirelik akademi dünyasında önyargı (değişen biçimlerde ortaya çıkan ırkçılık ve bağnazlık), ayrımcılık, adaletsizlik ve insan hakları ihlalleri sorunları makalelerin %12,1’inin ana odak noktasını oluşturuyordu. Makalelerin % 9,5’I ise “öğretim üyelerinde ahlaki formasyon, değerler ve değer çatışmaları” olarak adlandırılabilecek konularla ilgiliydi. Bu makaleler, kıdemli öğretim üyeleri karşısında yeni öğretim üyelerini sıkıntıya sokan ahlaki sorunlardan sık sık bahsetmiştir. ‘Etik olmayan öğrenci davranışı,’’ ‘‘indoktrinasyon,’’ hemşirelik değerleri konusunda sosyalleştirme ve benzeri gibi müfredata ve eğitime ilişkin sorunlar makalelerin % 7,9’unda görülmüştür. Bu alan daha sonra büyüyerek özellikle öğrencilerde “nezaketsizlik” konusunda literatürde biraz daha farklılaşma ile sonuçlanmıştır. Makalelerin %5,8’i zorbalık, mobbing, saygı/saygısızlık ve kaba veya istismarcı iletişimle (ki literatürde daha sonra büyüme görülen bir başka alandır) ilgilidir. Makalelerin sadece % 4,7’si öğretim üyelerinin akademik özgürlüğünü ele almıştır. Makalelerin % 4,7’si küresel işbirliği, uzaktan eğitim, yazılım korsanlığı, ilerlemenin önündeki kültürel engeller, teknolojik yenilikler ve hemşire eksikliği dahil değişen eğitim ortamına odaklanmıştır; bu da en yeni literatürde büyüme görülen alanlardandır. Kalan makalelerin sadece % 1–2,1’i kalan kategorilerle ilgilidir. Bu kategoriler arasında ise ‘meslek ve toplum’’ ve bu bağlamda ‘‘kültürler arası eğitim’’, hemşirelikte siyasete katılım ve ‘bilgi ekonomisi” yer almıştır. Yetkin olmayan öğrenciler, öğretim görevlileri için performans kriterleri, öğrencilere not verilmesi, öğretim üyelerine üstün performans için ek ödeme yapılması ve görev süresi sonunda değerlendirme (hem öğrencilerin hem de öğretim üyelerinin değerlendirilmesini içeren küçük bir kategori) dahil olmak üzere değerlendirmeyle ilgili konulara çok az dikkat çekilmiştir. Diğer ek kategoriler arasında ise öğretim üyelerinde çıkar çatışmaları ve öğretim üyeleri ile öğrenciler arasındaki etkileşim yer almıştır. Kalan makalelerin sadece %1’I genel olarak öğretim üyelerince görevin suistimali ve özel olarak cinsel suistimal (diğer deyişle öğrencilerin hastalarla cinsel ilişki kurması) sorunlarıyla ve hemşirelik eğitimi verenler için bir etik kodu geliştirilmesiyle ilgilidir.

Hemşirelik eğitiminde ortaya çıkan etik sorunların çoğu hemşirelik literatüründe ele alınmazken, bu aynı sorunların hemşirelik uygulamasına atıfla ele alındığını görmek mümkündür. Örneğin, “bilinci körelmiş hemşire” konusuna, yani uyuşturucu veya alkol etkisi altındayken klinik çalışma yapan hemşirelere ayrılmış yüzlerce makale bulunmaktadır. Bu makaleler ayrıca madde etkisi altında çalışan hemşirelere yönelik “rehabilitasyon programlarına” değinmekte, böylece hemşirenin ceza hukuku sisteminde kovuşturmaya uğramadan rehabilite olup mesleğine geri dönmesinin sağlanmasına odaklanmaktadır. Oysa madde etkisi altındaki hemşire eğitimcilerinden hiç söz edilmemekte, madde etkisi altındaki öğrenciler hiç ele alınmamaktadır.

Buna ek olarak, genel yükseköğrenim literatüründe geniş yer bulan bazı etik sorunlara hemşirelik eğitimi literatüründe değinilmemektedir. Örneğin, yükseköğrenim literatüründe öğretim üyelerince gerçekleştirilen cinsel suistimal davranışlarına (diğer deyişle öğretim görevlileri ile öğrenciler arasında cinsel ilişkilere) kayda değer oranda dikkat çekilmektedir. Oysa bu konu hemşirelik literatüründe ele alınmamaktadır, ancak öğrencilerin hastalarla cinsel ilişki kurma potansiyelleri konusunda öğretim üyelerini uyaran az sayıda makale mevcuttur.

Spesifik sorunlara atfedilen dikkatin göreli ağırlığının her iki literatür incelemesinde de aynı çıkması ilginçtir. Hala orantısız olsa da özellikle araştırma temelli dergi makaleleri için yazarların belirlenmesiyle ilgili sorunlar hakkında kaygılar süreklilik göstermiştir. Öğrencilerce kopya çekilmesi de ön planda kalan konulardandır. Hemşirelik eğitiminde etik hakkındaki literatürün başlıca devam eden odak noktalarından birinin hala ağırlıklı olarak yazarın belirlenmesi ve öğrencilerce kopya çekilmesiyle ilgili kaygılar olması bir nebze endişe uyandırıcıdır; zira gördüklerinden daha fazla dikkati hak eden etik sorunlar mevcut olmakla kalmayıp hiç ele alınmayan önemli sorunlar da bulunmaktadır.

Etik ve hemşirelik eğitimi anahtar kelimelerinin kodlandığı yaklaşık 1800 makale üzerinde sonradan gerçekleştirilen inceleme, yukarıda da belirtildiği gibi, İngilizce dilindeki hemşirelik literatüründe biraz kayma ve biraz artış olduğunu göstermektedir. Söz konusu makaleler hala hemşirelik etik müfredatında nelerin öğretilmesi gerektiği üzerine odaklanmaktadır. Ancak, hemşirelik eğitimi bağlamında fiilen ortaya çıkan etik sorunlarla ilgili olarak, hemşirelik literatürünün artış gösterdiği alanlar şunlarla ilişkili olmuştur: (a) “ilgisiz, alakasız, saygısız, yıkıcı, asi ve sorunlu davranışlar” dahil öğrenci nezaketsizlikleri; 9 (b) kopya çekme, intihal, veri uydurma ve kopyanın kolaylaştırılması ile ilgili kaygılar özellikle “teknolojik kopya çekme” veya “siber kopya” biçimlerinde daha fazla dikkat çekmiştir; (c) öğrenci göçü veya küresel göçün ve diğer ülkelerden öğretim üyesi kapmanın etkileri; (d) ırkçılık, bağnazlık, önyargı, hoşgörüsüzlük, akademide adaletsizlik ve (e) akademik ortamlarda mobbing, zorbalık ve şiddet. Küreselleşmenin hemşirelik akademik alanında ve özellikle de kültürler arası duyarlılık ve konukseverlik alanında bir etki yarattığı açıktır.

Hemşirelik etiği literatüründe tabu olmaya devam eden bazı etik kaygı alanları hala vardır. Buna bir örnek, ister madde kullanımı ister akıl hastalığı nedeniyle ya da daha sık karşılaşılan şekliyle yaşlanmaya bağlı olarak bilinci körelen hemşire eğitimcileridir. Bilinci körelmeye başlayan bir ebeveynin özgürlüğünü kısıtlama konusunda çoğu zaman nasıl isteksizsek, yaşlanan öğretim üyelerini, özellikle de çok sevilen yaşlı öğretim üyelerini emekli etme konusunda da isteksiz davranabiliriz. Tabuya ikinci bir örnek ise öğretim görevlileri, araştırma görevlileri ve öğrenciler arasındaki cinsel ilişkiler/suistimallerdir. Daha açık belirtmek gerekirse, hemşirelik etiği literatürü, hemşirelik okullarında farklı kuşaklar arasındaki lezbiyen cinsel suistimal olaylarını hiç ele almamaktadır. Bu konu ne hemşirelik literatüründe ne de yükseköğretim literatüründe ele alınmamaktadır. Üçüncü bir örnek ise literatürün mesleğe “uygun” olmayan ama yüksek akademik başarıya sahip öğrencileri ele almamasıdır. Bu tür sorunlar, ekonomik küçülme ve iş kaybı nedeniyle alakasız alanlardaki kişilerin ikinci bir kariyer için öğrenciliğe geri dönüp istihdam bulmak amacıyla hemşirelik eğitimine girmesiyle ortaya çıkmaktadır. Bu öğrencilerin bazıları hemşirelik değerlerini özdeşleştirme konusunda bile başarısız olmakta, bazıları ise sınıfta başarı gösterse bile mesleğe karşı etkin bir nefret duymaktadır. Hemşire kıtlığı olması da bu tür vakaları arttırmaktadır. Bu üç konu kendi başlarına birer tabu olsalar bile belki de daha geniş kapsamlı bir kaygıya, yani hemşirelik eğitiminde etik alanının tamamının başlı başına tabu olabileceğine işaret etmektedir: Bu sorgulamanın peşini aramak gerçekten de sancılı bir öz düşünüm, ifşaat ve teşhirdir, ama aynı zamanda ahlaki öz denetimin de gerekli bir parçasıdır.

Buradaki kaygı, literatürü hangi sorunları ele alıp hangilerini ele almadığı açısından değerlendirmek ya da geçerliliğini kaydetmemiş olan literatürün veya belirli çalışmaların kalitesini değerlendirmek değildir. Sorun, hemşirelik eğitiminde ortaya çıkan etik sorunların çizdiği manzaranın iki uçtan incelenmesidir. Öncelikle, bu konular hakkındaki ahlaki düşünce ve söylemleri zenginleştirecek sistematik ve derinlemesine bir çalışmaya ön ayak olmayı umuyoruz. İkinci olarak, bu sorunlara dair kapsamlı bir çalışmanın en nihayetinde hemşirelik eğitimi için ve belirli konularla başa çıkılmasına yönelik kapsamlı politika ve prosedürlerin geliştirilip benimsenmesi için formal hale getirilmiş ahlak standartlarıyla sonuçlanacağı umulmaktadır. Bu amaca yönelik ilk adım, sorunların mahiyetini, kapsamını ve yaygınlığını tespit etmek yoluyla araştırma için temelleri atmak ve hemşirelik eğitimi bağlamında ortaya çıkan etik sorunların geçici bir tipolojisini oluşturmaktır.

Hemşirelik etik literatürünün bu alandaki zayıflığı, kendi bilgi ve deneyimlerimizle literatürü geçici olarak genişletmemizi gerektirmektedir. Böyle yaparak literatürün ötesine geçmiş olur, doğrudan veya dolaylı olarak aşina olduğumuz konuları da dahil etmiş oluruz. Burada, hemşirelik eğitimcileri olarak sahip olduğumuz toplam 80 yılı aşkın deneyimden yararlanıyoruz. Bu konuların çoğu konsültasyon için önümüze getirilmiş konulardır, kalanların bazıları doğrudan gözlemlediğimiz sorunlardır, bazıları ise Amerika Birleşik Devletleri içinden ve dışından öğretim üyesi meslektaşlarımız tarafından dikkatimize sunulmuştur. Aşağıda adlandırılan konuların hepsi, sık sık olmasa bile deneyimlerimiz dahiline girmektedir. Hakkında sadece kulaktan dolma dokümantasyona sahip olduğumuz konuları ve belli bir kişi veya bağlama özel bir kereye mahsus olduğuna kanaat getirdiğimiz konuları özellikle kapsam dışında bırakmayı seçtik. Bu liste, sisteme dayalı etik sorunları (öğretim görevlileri için hakkaniyetsiz maaş/ücretler, hemşirelik öğretim görevlilerinin üniversitelerde ilerlemesi önündeki “cam tavan”, hemşirelik eğitimin önündeki önyargıya dayalı engeller, geleneksel olmayan klinik ortamlar/İnternet tabanlı hemşirelik eğitimi, siber uzay araştırmaları vb. gibi) içermemektedir.  Bu konular henüz tek tek incelenmemiştir ve burada da ele alınmamaktadır.

Önerilen tipoloji

Mevcut tipolojimiz altı kategori içermektedir:

  • Öğretim görevlileri
  • Öğrenciler
  • Öğretim görevlisi- öğrenci rolleri ve etkileşimi
  • Akademik ve bilimsel dürüstlük
  • Hemşirelik eğitimi idaresi
  • Meslek, toplum ve global ilişkiler.

Her kategoride, konular alt kategoriler halinde sıralanmıştır. Bunun bir ön tipoloji olduğu kabul edilerek, konuların mümkün mertebe içerilmesine çabalanmıştır.

Kategoriler ve konular  

  1. Öğretim görevlileri
    1. Öğretim görevlilerinin formasyonu, değerleri ve ahlaki çatışma
      1. Akademik sosyalleşme ve mentörlük
      2. Değerler/ahlak çatışması
      3. Dürüstlük, ahlaki duyarlılık ve farkındalık
    2. Yeterlilikler ve değerlendirme
      1. Öğretim ve öğretilen konuda yetkinlik ve güncellik
      2. Deneyim ve referanslar
      3. Bilişsel açıdan zayıflayan ya da körelen öğretim görevlileri
      4. Emsal değerlendirmesi
      5. Öğretim görevlilerinin öğrencilerce değerlendirilmesi
      6. Zamanında uyarı, hukuk usullerine uygunluk
      7. Eğitimde uygulama hatası
    3. İlişkiler
      1. Saygı ve nezaket
      2. Öğretim görevlileri arasında istismar ve sömürü
      3. Kültürler arası anlayış, farkındalık ve duyarlılık
      4. İşyerinde mobbing, zorbalık ve istismar
      5. Öğretim görevlileri arasında uygunsuz cinsel davranışlar
    4. Öğretim görevlilerinin özgürlüğü ve bu özgürlüğün sınırları
      1. Akademik özgürlük
      2. Dışarıda istihdam
      3. Hibe idaresinde veya bütçelerde kötüye kullanma/mali sahtekarlık
      4. Çıkar çatışmaları
      5. Birbiriyle rekabet eden bağlılıklar: meslek, okul, öğrenci, hasta ve kişinin kendisi
      6. Dini/inanca dayalı kurumlar
      7. Müfredatta yanlılık
    5. Yazarlık ve yayınlar
      1. Fikir eserlerinin ‘‘mülkiyeti’’
      2. Tezler ve bitirme ödevleri
      3. Öğretim görevlisi araştırma/öğrenci asistanları
      4. Çoklu yazarlık
    6. Öğretim görevlilerinin öğrencileri değerlendirmesi
      1. İltimas yapılmaması
      2. Not şişirme
      3. Öğrenci danışmanlığı
      4. Mahremiyet ve gizlilik
      5. Zamanında uyarı verilmesi ve hukuk usullerine uygunluk
      6. Öğrenim harcına veya öğrenci eksikliğine dayalı öğrenci tutma
      7. Hediye ve rüşvetler
    7. Öğrenciler
      1. Kişilere saygı
        1. Saygı ve nezaket
        2. Öğrencilerce nezaketsiz davranışlar ve sınıf düzeninin bozulması
        3. Öğrenciler arasında zorbalık, mobbing ve siber zorbalık
        4. Öğrenci şiddeti
        5. Öğrenciler arasında ırkçılık, bağnazlık ve hoşgörüsüzlük
        6. Mahremiyet ve gizlilik: Öğrencilerin geçmişlerinin araştırılması – veri biriktirme, veri izleme ve uyuşturucu testi
        7. Değişim öğrencilerinin deneyimleri: Uluslararası deneyimler
      2. Uygulama ortamında klinik eğitim
        1. Katılıma ahlaki itiraz
        2. Klinik risk
        3. Klinik tesislerde öğrencilere zorbalık
        4. Klinik tesislerde ırkçılık, bağnazlık ve hoşgörüsüzlük
        5. Hizmet için öğrencilerin kullanılması
      3. Öğrenci değerlendirme
        1. Zamanında uyarı verilmesi ve hukuk usullerine uygunluk
        2. Şikayetler
        3. İyi notlar ve hemşireliğe uygunsuzluk
        4. Kopya çekme, intihal, sahtekarlığın kolaylaştırılması ve akademik sahtekarlık
        5. Güvenli olmayan öğrenciler
        6. Öğrencilerin akademik özgürlüğü
  • Öğretim görevlisi- öğrenci rolleri ve etkileşimi
    1. Rol sınırları
      1. Arkadaşlık – mentörlük
      2. Öğrenci danışmanlığı
      3. Terapi veya eğitim
    2. Öğretim görevlilerinin yetki ve otoritesi
      1. “Statü bireyleri” (riske açık) olarak öğrenciler
      2. Uygunsuz etkileme ve zorlama
      3. Öğrenci emeği: Öğretim görevlilerinin amaçları için öğrencilerin “kullanılması”
      4. Hemşirelik öğrencileri hakkında öğretim görevlilerince araştırma
      5. Uygunsuz cinsel davranış
    3. Kişilere saygı
      1. Saygı ve nezaket
      2. Irkçılık, bağnazlık ve hoşgörüsüzlük
    4. Akademik ve Bilimsel Dürüstlük
      1. Sahtekarlık
        1. Öğretim görevlilerince intihal
        2. Araştırma bulgularında sahtecilik ya da uydurma
        3. Araştırma sahteciliği
        4. Hibelerin kötüye kullanılması
        5. Akademik kayıtlar: Raporlarda sahtecilik/oynama
        6. : Sahtecilik ve yanlış beyan
      2. Dürüstlük
        1. Açıklık, öz denetim ve emsal değerlendirmesi
        2. İspiyonculuk
      3. Hemşirelik Eğitimi İdaresi
        1. Yönetişim
          1. Öğretim görevlilerince ortak yönetişim
          2. İltimas yapılmaması ve kayırmacılık
          3. Oligarşik despotizm
          4. Öğretim görevlileri arasında dünya görüşü ve ilişkiler
        2. Öğretim üyelerinin işe alınması
          1. Süreç ve katılım
          2. Öğretim üyesi çalma
          3. Kayıtlı öğrencilerin öğretim üyesi olarak istihdam edilmesi
          4. Kendi mezunlarını öğretim üyesi olarak istihdam etme
        3. İdareci ilişkileri
          1. Saygı ve nezaket
          2. Zorbalık, zorlama ve mobbing
        4. İdari rol
          1. Öğretim veya not verme süreçlerine müdahale
          2. Usul, süreç, politika ve tüzük ihlalleri
          3. Akademik standartların ihlalleri
          4. Yalan beyan, sahtecilik ve yasa dışı edimler
        5. Kaynakların kullanımı
          1. Fon ve kaynakların kötü kullanımı veya suistimali
          2. Çıkar çatışmaları
        6. Meslek, Toplum ve Küresel İlişkiler (hemşirelik eğitimiyle ilgili)
          1. Eğitim standartları ve akreditasyon
          2. Mesleki standartlar ve etik
          3. Gerçek (realite) için eğitim ve ideal için eğitim
          4. Sosyalleşme – endoktrinasyon
          5. Akademik hemşirelikte önyargı, ayrımcılık ve adaletsizlik
            1. Topluma ulaşma ve toplum programları
            2. Öğrenci kabul politikaları
            3. Burslar ve mali yardım
          6. Kültürel uyum – sosyal aktivizm
          7. Değişen eğitim ortamı
          8. Ulus aşırı hemşirelik eğitimi, eğitim emperyalizmi ve yeni sömürgecilik
  • Uluslararası öğretim görevlisi çalma

Altıncı kategori, belli okullar bünyesinde hemşirelik eğitiminde ortaya çıkan ama makro düzeyde işleyen sosyal etik kaygıları temsil etmesi bakımından farklılık göstermektedir. Okulların eğitim ve uygulama için ulusal standartlara uygunluğu denetleyememesi, uzaktan veya küresel eğitimde “imparatorluğun” güçlendirilmesi, “zengin ülkelerdeki” okullara öğretim üyesi alabilmek için “fakiri soyan” okullar (refah düzeyi yüksek ülkeler ulusal işgücü sürdürülebilirliğini geliştirmeyi reddettiğinde olduğu gibi) ve ticari değerlerin hemşirelik değerlerinin önüne konması, küresel hemşirelik topluluğu üzerinde derin etkileri olan yerel sorunlardır.

Hemşirelik eğitimindeki yaklaşık 100 kişi temelli etik sorunun %70’i hiç de ahlaki ikilem niteliğinde değildir; diğer bir deyişle, bunlarda norm veya değerlerin herhangi bir çatışması söz konusu değildir. Daha ziyade, bu sorunlar ahlaki bozulmayı temsil etmektedir. Söz konusu vakalarda, neyin doğru veya iyi olduğu zaten sorgusuz açıkça ortadadır ve sorunlar daha ziyade genelin doğru veya iyi olarak kabul ettiği şeye uymada yaşanan başarısızlığı yansıtmaktadır. Bu nedenle, bu etik sorunlar ahlaki karakterin bir başarısızlığını, yani bir fazilet (erdem) noksanlığını temsil eder. Erken dönemlerde (1870’lerden 1950’lere) ABD’deki hemşirelik etiği, özellikle hemşirelerin ahlaki formasyonunda faziletin görevden daha üstün olduğuna vurgu yapıyordu.10 Amerikan kültüründe, hemşirelik ve eğitiminde fazilete dayalı etikten göreve dayalı etiğe doğru yaşanan kayma çok iyi bir şekilde belgelenmiştir. 11,12 Ek olarak, kurumlar giderek artan oranlarda kurumsal vakıf kaynaklarından finansman arayışına girdikçe Amerika Birleşik Devletleri’ndeki eğitim ortamı da değişmekte, ticari önceliklerin ve ticari değerlerin hemşireliğe ve üniversite eğitimine aktarılmasıyla sonuçlanmaktadır. 13,14 Bu değerler, hemşirelik değerleriyle zıt olabilmektedir. Bu iki faktör bir araya gelerek hemşirelik değerleri ve faziletle ilgili hemşirelik alanında geleneksel olarak duyulan kaygıları azaltmaktadır ve hemşirelik eğitimi ortamlarında fazilet/erdemlilikte görülen zayıflama veya ihmalin devamı ya da yükselişi için uygun ortamı yaratabilir.

Sonuç ve etkiler

Hemşirelik eğitimi kapsamında ortaya çıkan etik sorunlar hakkında düşünüyor olmamız ve bu sorunlarla ilgili olarak hemşirelik literatüründe görülen eksikliğin bizde uyandırdığı kaygı, belirli etkilere sebep olmaktadır. Birincisi, burada ilerletilen şey, hemşirelik eğitimindeki etik sorunların listesi ve tipolojisine bir giriştir; daha gelişmiş bir tipoloji ve listenin ulusal ve uluslararası boyutta işbirliği içinde oluşturulması gerekmektedir. Önerdiğimiz tipolojinin sistem temelli sorunlar yelpazesini de içine alacak şekilde genişletilmesi gerekmektedir. Ek olarak, veri tabanlarında kullanılan sınıflandırma ve anahtar kelimeler tutarlı olmadığından, tutarlı bir nomenklatür (terim/adlar dizini) oluşturulması gerekmektedir. İkincisi, özellikle öğretim üyesi olarak akademiye yeni giriş yapanları yeterli düzeyde hazırlayabilmek için (ama sadece bu amaçla değil) hem kişiye dayalı hem de sisteme dayalı sorunları içerecek şekilde hemşirelik eğitiminde ortaya çıkan etik sorunlar hakkında araştırma ve burslara yönelik akut bir ihtiyaç vardır. Hemşirelik eğitimindeki etik sorunların sistematik ve kapsamlı bir analizine ve bu analiz sonuçlarının hemşirelik alanındaki genel hedef gruba dağıtılmasına olan ihtiyaç da eşit derecede akuttur. Üçüncüsü, “tabu” olanlar da dahil olmak üzere, belirli etik sorunlara araştırma ve burs programlarında dikkat atfedilmesi gerekmektedir. Dördüncüsü, hemşirelik mesleğinin anlamı ve değer yapıları ile yaygın sosyal değerler ve siyasi gereklilikler arasındaki çatışmanın daha yakından incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir. Beşinci olarak, faziletin çöküşü (hemşirelik eğitiminde tespit edilebilen etik ikilemlerin de ortaya koyduğu gibi) ciddi kaygı sebebidir ve daha uyumlu bir ahlaki dikkat gerektirmektedir. Bundan hareketle, altıncı olarak, öğrenciler ve öğretim üyeleri arasında fazilet ve mükemmelliklerin yaygınlaşmasında hemşirelik eğitiminin ahlaki alanının etkisinin acil bir şekilde incelenmesi gerekmektedir. Son olarak, bu sorunların önemli bir kısmı ABD içinde ve dışında birçok hemşirelik okulunda yaygın olarak deneyimlenmektedir. Bu tür çalışmaların işbirliği içinde Anglofon (İngilizce konuşan) ülkelerin ötesine ve özellikle de Amerika Birleşik Devletleri’nin ötesine ulaşacak şekilde genişletilmesi gerekmektedir. Öğretim üyeleri, akademi dünyası için hemşirelik okulları arasında uluslararası boyutta paylaşılabilecek ve araştırmalarla bilgilendirilmiş ahlaki politika ve standartlar geliştirmek üzere uluslararası düzeyde iletişim ve işbirliği kurarsa, bu sorunların bazılarını daha etkin bir şekilde ele almaya başlayabiliriz. Ortak sorunlar ortak çözümlere olanak verebilir.

Finansman

Bu araştırma için kamu, ticaret veya sivil toplum (kar amacı gütmeyen) sektöründeki herhangi bir finansman kurumundan özel bir hibe alınmamıştır.

Çıkar çatışmaları

Yazarlar herhangi bir çıkar çatışmasının söz konusu olmadığını beyan ederler.

Kaynak: Turkhemsirelerdernegi.org.tr

Marsha D Fowler
Azusa Pacific University, ABDAnne J Davis
University of California, San Francisco, ABD

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu