UNUTTUKLARIMIZ
Merhaba değerli okur;
Başlığa unuttuklarımız demek istedim bu yazıyı yazmaya başlarken. Neyi unutuyoruz? Daha doğrusu nelere yabancılaşıyoruz? Çoğumuzun psikolojisi bozuk, neden?
Bizi insan yapan şey sevebilmek ve sevildiğimizi hissetmek. Biz ilk önce bunu unuttuk. Bir kar tanesini, yağan yağmuru, gülümseyen güzel bir kadını, masum bir çocuğu, gökkuşağını… daha birçok şeyi sevebiliyorduk. Kurulmuş robotlar gibi işlerimizi, evimizi, arabamızı seviyoruz şimdi. Öyle unuttuk ki sevmeyi kronik olarak mutsuz, amaçsız yaşayıp gidiyoruz.
Anılarımızı unuttuk, vefayı, arkadaşlığı… Şimdi önemli evet ama; bizi şimdiye ulaştıran geçmişi hepten unuttuk. Geçmişi küçük görmeyin hiç. Bugünkü sizi siz yapan herşey geçmişinizde. Tecrübe dediğimiz acı gerçekler, yaptığımız hataların sonucu olarak bugünümüze hizmet ediyor.
Ailemizi unuttuk. Okul zamanı ders çalışırken, işe giderken, işten çıktım çok yorgunum derken, zaten bütün yıl çalışıyorum arkadaşlarımla tatile gitmek benim de hakkım derken… Aman beni anlamaları mümkün değil diyoruz, sanki bugünümüzü onlara borçlu değilmişiz gibi.
Çocukluğumuzu unuttuk. Oyuncakları, akşam ezanına kadar sokaklarda oynamayı, düşüp bir yerlerimizi yaralamayı, izlediğimiz çizgi filmlerini, çocukluğun masumiyetini, neşesini.
Kendimizi unuttuk. Ne kadar bakıyoruz kendimize, sağlığımıza dikkat ediyor muyuz mesela? En son ne zaman iç muhasebesi yaptık? Kendimizi en son ne zaman değerli hissettik ?
Yaşamayı unuttuk asıl, insanca yaşamayı, insan olmayı… Sevememe beceriksizliğinin mutsuzluk sonuçlarına katlanmakla yetiniyoruz. Sevmek mutlu edecekken antidepresanlara sarılmaya ne gerek var. İzlediğimiz eski bir film sahnesini hatırlayalım mesela, çocukken oynadığımız bir oyunu, cüzdanımızda taşıdığımız kağıttan gemiyi, ailemizi aramayı hatırlayalım. Böyle daha güzel yaşayacağız gibi geliyor bana.