Profesyonel Kimlik Gelişimi ve Hemşirelik
Meslek, belirli düzeyde beceri, teorik bilgi, eğitim ve diploma gerektiren, niteliği toplumdan topluma değişmekle beraber yüksek statü, itibar ve gelir kazandıran etkinlikler bütünü olarak tanımlanmaktadır. Meslek, insanın hayatı boyunca duyacağı ruhi tatmin ve tatminsizlik, mutluluk-mutsuzluk, bağımlılık-bağımsızlık ve kendini gerçekleştirme duygularında rol oynayan en büyük etkenlerden birisidir. Mesleklerin gelişmediği yerlerde, diğer bütün sosyal müesseselerin de ilerlemediği ve insan hayatının her safhasının düşük bir seviyede kaldığı ifade edilmektedir. Meslek, geleneksel içeriğiyle, uzun vadeli ve genelde ömür boyu bir proje olarak benimsenir. Bireysel yaşamı sadece ekonomik yönden değil, diğer yönlerden de derinlikli olarak etkiler. Gerçekte, ekonomik katkısının yanı sıra; statü kaynağı olması, bireyin bedensel ve zihinsel gelişimini etkilemesi, hayata bakış açısını, tutum ve davranışlarını biçimlendirmesi, topluma katılımını ve ona entegre olmasını sağlayıcı işlev görmesi, mesleğin merkezi niteliğini açıklar. Toplumda tanınan bir meslek sahibi olmak, birçok prestiji beraberinde getireceği gibi üyelerine de birçok ayrıcalık; sosyal, ekonomik, yasal ve politik üstünlükler sağlar.
Kimlik, ergenlik evresinde kazanılması gereken temel özelliktir ve grup kimliği, mesleki kimlik, ulusal kimlik, kültürel kimlik, cinsel kimlik gibi statülerin bir bileşimidir. Kimlik duygusu, bedeninde kendini evinde hissetme, nereye doğru gidiyor olduğunu bilme ve kendisi için önemli olan insanların onu kabul ettiği duygusudur. Erikson’a göre, kimlik gelişimi ne ergenlikle başlayan bir süreç, ne de ergenlikle biten bir süreçtir; tüm yaşam boyunca gelişir ve değişir.
“Profesyonel kimlik kavramı” literatürde değişik yazarlar tarafından farklı şekillerde ve farklı terimlerle tanımlanmıştır.“Profesyonalizm” (Professionalizm), “mesleki kimlik” (profession identity), “profesyonel benlik imajı” (Professional self image), “profesyonel kimlik” (Professional identity) ve “profesyonel benlik kavramı” (Professional self concept) terimleri genel olarak aynı anlamda kullanılmaktadır. Bu terimlerin genelde “meslekle bütünleşme” gibi çekirdek bir anlamı vardır ve meslek üyesinin mesleğin belirli özelliklerini, standartlarını ve becerilerini bilmesi, benimsemesi ve uygulamalarına yansıtması ile kendini göstermektedir.
Mesleki kimlik, mesleğin ideolojisinden kaynaklanır ve bireye mesleki faaliyetler içinde “kim” olduğu yönünde anlayış kazandırır, dolayısıyla meslek üyesine mesleki yaşamdaki yerini belirten bir işlev üstlenir. Mesleki bir kimlik kazanılması, mesleki özdeşimi de beraberinde getirmektedir. Mesleki özdeşim, bireyin mesleki kimliğini algılaması yoluyla, mesleki kimliğin öngördüğü şekilde davranmasını ve davranışlarını şekillendiren bakış açılarını benimsemesini sağlar. Böylelikle birey, hem rolünün gereklerini kimliği açısından değerlendirerek yerine getirir, hem de kimliği ile uyumlu statü, prestij ve güce sahip olur.
Meslek statüsü, genellikle bir sürecin sonucunda elde edilir fakat her uğraşın meslek olacağı ve tüm iş kollarında aynı ölçüde profesyonelleşme yaşanacağını söylemek mümkün değildir. “Profession” kavramından türeyen profesyonelleşme (professionalisation), dar anlamıyla bir uğraşın meslekleşmesini ifade eden, aynı zamanda içinde toplumsallaşma ve ussallaşmayı barındıran bürokratikleşme, endüstrileşme benzeri, birbirleriyle sürekli etkileşim içinde bulunan diğer dinamik süreçleri ve çağcıl insanın eylemlerini biçimlendiren önemli bir olgudur. Bilgi ve beceri düzeyinin artması, çalışma yaşamına yönelik düzenlemelerin objektif standartlar temelinde oluşturulmaya başlaması ve buna dayanarak lisans, sertifika sisteminin yerleşmesi, hizmet sektörünün genişlemesi profesyonelleşme sürecini yaratan nedenlerden bazılarıdır. Wilensky’e (1964) göre profesyonel mesleğin sahip olması gereken bazı özellikler vardır. Bir süreç olarak kabul edildiğinde bu özellikler; mesleğin tam zamanlı hale gelmesi, eğitim alanı açılması, profesyonel meslek ile ilgili ulusal bir dernek kurulması, yasal bir destek kazanmak için çaba harcanması, etik kuralların belirlenmesidir.
Profesyonel kişi, işini iyi bilen ve bunu çevresine kanıtlamış olan bilgi düzeyini sürekli güncel tutan kişidir. Aynı zamanda “kendi kariyerini kendisi çizen; bireysel niteliğe, yaptığı işin ve çevresiyle ilişkilerin niteliğine özen gösteren kişidir. Sağlık hizmetlerinin sunumunda anahtar rolü olan hemşireler profesyonel birer meslek mensubudur. Profesyonel olmak bir takım değerlere sahip olmayı gerektirmektedir. Değerler; davranışa rehberlik eden ve bireyin kendini adadığı idealler ve inançlardır. Hemşirelerin sahip olduğu profesyonel değerler, sağlıklı/hasta bireylerle, meslektaşlarıyla, diğer ekip üyeleriyle ve toplumla etkileşimine rehberlik etmekte, değer yüklü uygulamalar konusunda karar vermelerine yol göstermekte ve hemşirelik uygulamaları için temel oluşturmaktadır.
Günümüzde hemşireliğin, profesyonelliği sık sık tartışmalara konu olmaktadır. Uzun yıllardır hemşirelik bir meslek olmak ve profesyonel bir statü kazanmak için uğraş vermektedir. Hemşireliğin meslekleşme sürecinde yaşadığı zorluklar bilimsel bir disiplin olma yolunda hemşireliği önemli ölçüde yavaşlatmıştır. Hemşireliğin bir meslek olarak kabul edilip edilmediğine ilişkin yazılar yorumlar hemşirelik literatüründe yer almaktadır. Hemşireler, sağlık çalışanları içinde en büyük grubu oluşturmakla ve bakım verdiği bireylerle en uzun süre ilişkide bulunan grup olmakla birlikte kendilerini güçsüz hissetmektedirler. Buna yol açan nedenler, hemşireliğin kendisi ve hemşirelik dışı faktörlerle ilgili olabilir. Bunlar;
İçindekiler
Dış faktörler;
1) Hemşirenin geleneksel yardımcı rolü,
2) Sağlık bakım kurumlarının hiyerarşik yapısı,
3) Hekimlerin otorite olarak algılanması,
4) Yasal işlem tehdidi ve işini kaybetme korkusu.
İç faktörler;
1) Rol belirsizliği, rol karmaşası,
2) Profesyonel güven eksikliği,
3) Çekingenlik, utangaçlık,
4) Kendini küçük görme (benlik saygısının düşük olması).
Profesyonel kimlik, hemşire olarak davranmayı ve hemşire olmanın ne anlama geldiğini hemşirenin kendisinin kavramasıdır. Profesyonel kimlik, hemşirenin hasta ile etkileşimlerine, eylemlerine ve hemşirenin düşünme şekline rehberlik eden, hemşire tarafından sahip olunan değerler ve inançlar olarak da tanımlanmaktadır. Gregg ve Magilvy (2001) profesyonel benlik kavramını “hemşirelerin temelde var olan kişisel benlik kavramları ile mesleğe girişle birlikte benimsemiş olduğu mesleki nitelikleri birbiriyle bütünleştirmesi” olarak tanımlamaktadır. Bu bütünleşmenin olabilmesi için hemşirenin, mesleki sorumluluk algısının yüksek olması ve hemşireliği yaşamının önemli bir parçası haline getirmiş olması gerekir.
Hemşirelerin profesyonel değerlerini geliştirmeye yönelik yapılacak girişimlerin planlanması önemlidir. Hemşirelerin profesyonel değerlerinin ve bu değerler üzerinde etkili faktörlerin belirlenmesi ve gerek lisans eğitimi gerekse hizmet içi eğitimlerle eksikliklerin giderilmesi hemşirelik mesleğinin gelişimi açısından önem taşımaktadır. Ayrıca hemşirelerin bilimsel bilgileri takip etmeleri, bilimsel toplantı ya da kongrelere katılmaları ve mesleki bir derneğe üye olmaları önemlidir.
Klinik ortamda eğitim, hemşirelik eğitiminin önemli bir parçasıdır. Farklı klinik ortamlarda profesyonel hemşire rehberliğinde gerçek hastalarla yapılan uygulamalar, öğrencilere derslerden edindikleri bilgi, beceri ve kavramları uygulamaya koyma fırsatı sağlar. Ayrıca klinik deneyim hemşirelik öğrencileri için gelecekteki profesyonel hemşire kimliğini şekillendirmek için gereklidir. Klinik ortam öğrenme sürecinde öğrenciler üzerinde yarattığı güçlü etkisinin yanı sıra profesyonel bir hemşirenin ne olduğu ve ne yaptığı fikrini oluşturmaktadır.
Hemşireliğin profesyonel bir meslek olduğu Uluslararası Hemşirelik Konseyinin (ICN) tarafından 1975’de belirtilmiştir. ICN 1975’de Singapur’da yaptığı tanıma göre; Hemşire, temel hemşirelik öğretim programını tamamlayarak ülkesinde hemşireliği uygulamak üzere nitelik ve yetki kazanış, yetkisi onaylanmış profesyonel bir kişidir.
Hemşirelik mesleği üç değişik öğrenim düzeyinin (lise, önlisans, lisans) yanında, bilim uzmanlığı ve doktora yapmış ve akademik alanda öğretim üyeliğine yükselmiş hemşireler de bulunmaktadır. Bütün bu gruplar mesleği algılama, mesleksel çabaları benimseme, gelir durumu ve diğer özellikler yönünden birbirlerinden farklılıklar gösterirler. Eğitim düzeyleri farklı olmasına rağmen hemşirelerin unvan, görev, yetki ve sorumlulukları birbirinden ayrılmamıştır. Bu durum hemşireler arasında iç çatışmalara neden olmaktadır.
Tüm dünyada hemşireliğin meslekleşmesi için kabul edilmesi gereken programın lisans programı olduğu savunulmaktadır. Diğer meslek gruplarıyla karşılaştırıldığında az sayıda olmasına rağmen hemşirelikte yüksek lisans ve doktora programları vardır. ‘Profesyonel statü ve güç ancak temel eğitimin ardından mezuniyet sonrası eğitimle kazanılır’ görüşü dikkate alındığında akla gelen bir soru şudur; hemşirelik mezunlarının çoğu lisans düzeyinin altında olduğuna göre, hemşireler nasıl profesyoneller arasına sokulabilir? Profesyonel hemşirelik ve teknik hemşirelik henüz hemşireliğin pratikte çözemediği büyük bir engeldir. Hemşirelikteki bu eğitim karmaşası ve çeşitliği yüksek dereceli eğitimin kabul sürecini ve hemşireliğin meslekleşme sürecini yavaşlatmıştır. Bu farklılığın çözülmemiş olması hemşireliğin meslek olarak gelişimini tehdit etmektedir.
Ekip üyelerinin bir diğer üyenin yardımcısı olarak çalıştıkları durumlarda meslek kavramı zedelenir. Hemşireler yıllardır ekip içinde doktor yardımcısı olarak görülmüşler, bağımsız işlevlerini uygulama kararını bile doktor istemleri yönlendirmiştir. İtiraz sesleri, yüksek öğrenim düzeyine sahip hemşirelerde meslekleşme bilincinin gelişmesi ile duyulmaya başlamıştır. Hemşirelerin güçlenmesi, karar alma süreçlerine katılması ve ekibin etkin bir üyesi olması, bakımın kalitesini yükseltmenin de temel koşuludur.
Hemşireliği diğer disiplinlerden ayıran ve hemşireliğin kendine özgü bir disiplin olmasını sağlayan üç önemli faktör vardır. Bunlar; hemşireliğin tanımlanabilir bir felsefesinin olması, kavramsal bir çatıya sahip olması ve bilgi gelişimine olanak sağlayan kabul edilebilir metodolojik yaklaşımlarının bulunmasıdır.
Hemşirelerin Meslekleşme Ölçütleri
1) Toplumun sağlığı ve insanlık için hayati olan hizmetleri sunmalı (hemşirelik hizmetlerinin niteliği)
2) Araştırmalarla sürekli yenilenen ve geliştirilen bir bilgi birikimi olmalı (mesleki kurs ve seminerlere katılım)
3) Hizmet mantığa dayalı aktiviteleri içermeli ve bireysel sorumluluk alma hizmetin güçlü bir özelliği olmalı (hemşirelerin karar verdiği konular)
4) Meslek üyeleri yüksek öğrenim veren kuruluşlarda eğitilmeli (mezuniyet sonrası eğitimin mesleğe katkısı)
5) Meslek üyeleri kendi politika ve davranışlarının kontrolünü elinde tutmalı ve bağımsız olmalı (politikaların oluşturulmasında hemşirelerin sorumluluğu, hemşirelerin yönetim-denetimi)
6) Meslek üyelerinin verdikleri hizmet onları güdülemeli (hemşirelerin sosyo-ekonomik haklarını talep etmesi, hemşireliğin doyum sağlayıcı yönü)
7) Meslek üyelerini yönlendiren ve mesleki kararlarına rehberlik eden etik kodlar olmalı
8) Uygulama standartlarını belirleyip, mesleğin gelişimini destekleyen bir mesleki örgütü olmalı
Hemşirelik eğitim kurumlarının ve mesleki örgütlerin, hemşirelerin meslekleşme sürecinde hızla yol almasını sağlamak için hemşirelikte mesleki ideoloji, mesleki kimlik ve dolayısıyla profesyonel davranış (örn, bilimsel etkinliklere, araştırma sürecine katılım, etik karar verme vb.) geliştirmek üzere stratejik hedefler ve politikalar oluşturması önerilmektedir.
Profesyonel kimlik hemşirelik uygulamalarında vazgeçilmez bir noktadır. Profesyonel hemşirelik uygulamasının hemşirelerin profesyonel kimlikleri gelişmeden mümkün olmayacağı, bu sürecin hemşireliğin meslekleşmesi için temel oluşturduğu söylenebilir. Profesyonalizme ulaşmanın yolu profesyonel kimliği geliştirmektir ve en son noktada profesyonalizm gerçekleşmektedir. Meslek üyelerinin olumlu profesyonel kimlik geliştirmelerinde, okul eğitimi ve çalışma yaşantısı içindeki yılların eğiticiler, klinik uygulayıcılar ve hemşirelik yöneticileri açısından etkin olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Başarılı profesyonel uygulama için eğiticiler, eğitim sürecinin içinde bu sürecin değerini arttıracak çeşitli müfredat programları ve eğitimsel stratejiler kullanarak profesyonel kimliğin gelişmesini kolaylaştırmak için çaba sarf etmelidirler. Hemşire eğiticilerin hedefi, profesyonel kimliği güçlü, bağımsız, bilgiye dayalı karar veren, çağdaş hemşireler yetiştirmektir. Yönetici hemşireler ise personel gelişimi ve değerlendirmesi için, çalışan hemşirelerin profesyonel kimlik düzeylerini ve etkileyen faktörlerin belirlenmesine yönelik çalışarak, ortaya çıkan sonuçlar doğrultusunda hemşirelerin profesyonel kimliğini geliştirmeye yönelik eğitim programları düzenleyebilirler. Çalışma ortamlarında işe yeni başlayan hemşirelere olumlu profesyonel rol modelleri sağlanabilir.
Kaynaklar
1. İnel S, Akbulut Y. Sağlık Kurumları Yöneticilerinin Profesyonellik Düzeyinin Belirlenmesi. Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi 2017; 20(1): 93-108.
2. Ewertsson M, Sangeeta BG, Allvin R, Blomberg K. Tensions in learning professional identities nursing students’ narratives and participation in practical skills during their clinical practice. BMC Nursing 2017; 16:48
3. AA Marañón, Pilar IP. Theory and practice in the construction of professional identity in nursing students. Nurse Education Today 2015; (35) 859–863.
4. Göriş S, Kılıç Z, Ceyhan Ö, Şentürk A. Hemşirelerin Profesyonel Değerleri ve Etkileyen Faktörler Psikiyatri Hemşireliği Dergisi 2014; 5(3):137-142
5. Sabancıoğulları S, Doğan S. Profesyonel Kimlik Gelişimi ve Hemşirelik. Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi 2012; 15:4.
6. Atak H. Kimlik Gelişimi ve Kimlik Biçimlenmesi: Kuramsal Bir Değerlendirme. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar 2011; 3(1):163-213.
7. Korkmaz Fatoş, Görgülü S. Hemşirelerin Meslek Ölçütleri Bağlamında Hemşireliğe İlişkin Görüşleri. Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Dergisi 2010:1-17 [Elektronik Dergi] http://www.hacettepehemsirelikdergisi.org/pdf/pdf_HHD_89.pdf Erişim Tarihi: 29 Ağustos 2017.
8. Ayaz, Ö. Hekim, Hemşire ve Sağlık Yöneticilerinin Meslekleşme Düzeylerinin Değerlendirilmesi. B.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2010 (Danışman: Doç. Dr. Metin Ateş)
Uzm. Özge Eraslan
Acıbadem Sağlık Grubu
Eğitim ve Gelişim Sorumlu Hemşiresi