Plasenta (Bebeğin Eşi) Nedir?
Plasenta kelimesi Latince “düz yassı kek”, Yunanca “düz, levha benzeri” kökeninden gelmektedir. Halk arasında “döleşi”, “bebeğin eşi” veya “son” gibi kavramlar kullanılmaktadır. Plasenta, rahim içindeki bebek ile anne arasındaki besin, oksijen ve diğer maddelerin alışverişini tüm gebelik boyunca sağlayan yapıdır. Gebeliğin 2. haftasından sonra oluşmaya başlar, gelişimi 12.-16. Gebelik haftasına kadar sürdürür. Plasenta, bebek doğup kordon kesildikten kısa bir zaman sonra anne rahmindeki kan damarlarının kasılıp gevşemesiyle dışarıya atılır. Dışarı atılan plasenta, yaklaşık 500 gram ağırlığına, 15- 20 cm çapa, 2.5-3 cm kalınlığa sahip disk biçiminde bir oluşumdur. Annenin döl hücresi olan yumurta ve babanın döl hücresi olan sperm fertilize olduktan (zigot) sonra ikiye, dörde ve sonra sekize bölünen bu hücrelere blastokist denir. Trafoblast hücrelerinin bazıları farklılaşarak plasentanın anne rahimine bağlı olan kısmı oluştururken, bazıları da farklılaşıp plasentanın bebeğin göbek deliğine uzanan kordon kısmını oluşturur. Yani döllenen yumurta ve sperm sadece fetüsü değil, fetüsün ihtiyaçlarını karşılayan plasentanın oluşmasını da sağlar. Anne tarafındaki plasenta ile bebeğin göbeği arasında bağlantıyı sağlayan oluşuma göbek kordunu denir.
Plasenta (Bebeğin Eşi) Ne İşe Yarar?
- Beslenme: Plasenta, hücrelerin gelişimi için gerekli olan besinleri (glikoz, protein, yağ, su, vitamin, mineral ve elektrolit) seçer ve kordon aracılığı ile bunları bebeğe taşır.
- Boşaltım: Bebeğin metabolizma artıklarını anne kanına geçirerek anne metabolizması ile atılmasını sağlar.
- Koruma: Plasental enzimler, bazı toksik maddelerin aktivitesini durdurur. Ayrıca plasenta bariyeri, annede bulunan zararlı maddelerin fetüse geçmesini engeller.
- Gaz alışverişi: Anneden bebeğine oksijen, bebekten anneye karbondioksit taşır.
- Hormon üretimi: Gebeliğin devamı için gerekli olan hormonları salgılar. Plasentadan salgılanan hormonlar.
- Hormon Koriyonik Gonadotrop (HCG): Gebelik testi, anne idrarında HCG’nin belirlenmesi esasına dayanır. En önemli görevi, korpus luteumun gerilemesini önlemek, östrojen ve progesteron üretimini uyararak gebeliğin devamlılığını sağlamaktır.
- Hormon Plasenta Laktojen (HPL): Anti-insülin etkisiyle annenin glikoz harcamasını kısıtlar ve böylece fetüsün glikozdan sürekli olarak yararlanmasını sağlar. Bebeğin proteinlerin yapı taşı olan aminoasitlerden daha fazla yararlanmasını sağlar.
- Koryonik Östrojen: Anne idrarında östrojen çeşitlerinden biri olan östriol düzeyi, normalde 12 mg/L’dir. Bu değer 4 mg/L’nin altına düşmesi, bebeğin tehlikede olduğunu göstermektedir.
- Koryonik Progesteron: Anne organizmasındaki kas liflerinin aktivitesini arttırarak tonüsü azaltır. Bazal vücut ısısını yükselt ve laktasyon için memelerin gelişmesinde etkilidir.
Güler SANCAKTUTAN