Gebelik

Gebelikte Kalpteki Değişiklikler Nelerdir?

Gebelikte en önemli değişikliklerden biride kalpte görülür. Gebelikte Kalpteki Değişiklikler in en belirgini dolaşımdaki sıvı miktarının artışına bağlı olarak kalbin bir dakika içinde pompaladığı kan miktarının, bunun sonucu olarak da böbreğe ve rahme giden kan miktarının artmasıdır. Bu değişikliklerin nedeni, büyüyen bebeğin ihtiyacı olan oksijen ve enerji ihtiyacını karşılamak ve bu sırada gebelik ve doğumda anne için gerekli olan oksijeni taşımaya yetecek kadar kan oluşumunu sağlamaktır. İkiz bebek bekleyen kadınlarda, kalbin dakikada pompaladığı kan miktarı daha fazladır. Gebelikte Kalpteki Değişiklikler in başında kalbin pompaladığı kan miktarının artması vardır. Normal bir kadında dakikada 4-4.5 Litre kan pompalanırken, anne adayında bu oran 6 Litreye kadar çıkabilir. Dolaşımın en fazla arttığı organlar sırasıyla rahim, böbrekler ve memelerdir.

Gebelikte Kalp

gebelikte kalp

Anne adayının gebelikte kalbi bir miktar büyür ve genişleme olur. Bu normal bir durumdur. Özellikle gebeliğin 3. yarısında 25-40. Gebelik haftaları arasında, anne rahmi karın içinde fazlaca yükseldiği için, diyaframda yükselir. Kalp hafif bir şekilde yukarı doğru yer değiştirir. Kalbin boyutu %12 artabilir.

Gebelikte Nabız

Nurse Taking Pulse --- Image by © Royalty-Free/Corbis

Normal bir kadında nabız dakikada 60 – 100 arasında değişir. Anne adayında ise gebelikte nabız, dinlenirken normal nabzına göre 10-15 fazladır. Nabız sayısı 5. gebelik haftasında artmaya başlar ve 32. gebelik haftaya kadar artmaya devam eder. Anne adayının gebelikte nabzı normal nabzına göre en fazla 15-20 atım daha fazla olur. Atım sayısının artmasının nedeni kalbin dakikada pompaladığı kan miktarını artırmak ve bebeğe oksijen ve besinlerin geçmesini sağlamaktır.

Gebelikte Tansiyon

gebelikte tansiyon

Gebelikte kalpteki değişiklikler le ilişkili bir şekilde sağlıklı gebe kadının tansiyonunda da gebelik boyunca bir takım değişiklikler görülebilir. Anne adayının gebeliğin 7. Haftası itibari ile tansiyonu azalmaya başlar. Bu artışın nedeni dokulara gidecek kan miktarının artışını sağlamaktır. Tansiyondaki bu azalma, gebeliğin 28. Haftasına kadar azalır ve tansiyon düşük seyreder. Dana sonra yavaş yavaş artarak gebelik sonlarına doğru normal değerine ulaşır.

Gebe kadının eğer gebelik sürecinde tansiyonu yükseliyorsa bu dikkat edilip doktora başvurulması gerek bir durumdur. Özellikle kadının tansiyonu 13 /9 mm/hg’nin üzerine çıkıyorsa gebe kadın mutlaka doktora başvurmalı ve tansiyonunu düzenli aralıklarla ölçtürmelidir. Gebelikte anne adayının tansiyonunun yükselmesi, halk arasında gebelik zehirlenmesi olarak adlandırılan preeklempsi isimli bir hastalığın belirtisi olabilir. Bu hastalık gebelik döneminde anne adayına ve bebeğe ciddi zarar verebilir.

Gebelikte kalpteki değişiklikler gerçekleşirken, benzer şekilde damarlarda da değişiklikler görülür. Gebelikte damarlar genişleme eğitimi gösterir. Bunun nedeni gebeliğin öneli hormonlarından olan progesterondur. Progesteron damarların genişlemesine neden olur. Damarlardaki genişleme nedeniyle kadınlarda, özellikle gebeliğin 24. Haftasına kadar kadınlarda ani tansiyon düşmeleri ( subin Hipotansif Sendrom ) meydana gelebilir.

Subin Hipotansif Sendrom

Supin-Hipotansif-Sendromu

Anne adayının uzun süre sırt üstü yattığı ve aniden ayağa kalktığı durumlarda görülen tansiyon düşmesidir. Kadın sırt üstü uzun süre yattığında büyüyen rahimin ana damara baskı yapması nedeniyle kalbe gidene giden kan miktarı azalır ve pompalanan kan miktarı bir miktar azalır. Bu nedenle kadında tansiyon düşmesi görülebilir. Özellikle gebe kadın aniden ayağa kalktığında tansiyonu o kadar çok düşebilir ki, kadının bayılmasına neden olabilir.

  • Aniden ortaya çıkan baş dönmesi ve bayılmalardan korunmak için ne yapmalıyız.
  • Anne adayı çok uzun süre ayakta kalmamalıdır.
  • Anne adayı ayakta iken fenalık hissi yaşarsa hemen oturmalıdır.
  • Yataktan kalkarken aniden ve hızlı bir şekilde kalkmamalıdır. Yataktan kalkarken önce yana dönmeli, sonra yatakta ayakları aşağıda olacak şekilde bir süre miktar oturmalı ve daha sonra ayağa kalkmalıdır.
  • Kesinlikle uzun süre ve çok sıcak su ile banyo yapmamalıdır.
  • Uzun süre aç kalmaması önerilir. Eğer baygınlık hissediyorsa, bir meyve suyu içmesi ya da kesme şeker yemesi önerilir.
  • Çok sıcak ortamlarda bulunmamalıdır.
  • Çok sıcak tutacak giysiler giymemelidir.
  • Bol bol su tüketmelidir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu