Gebelik

Gebeliğe Bağlı Bulantı ve Kusmalar?

Gebeliğe bağlı bulantı ve kusmalar, kadınların %50-90’ında görülen, özellikle erken gebelik döneminde kadınların sıklıkla karşılaştığı bir durumdur. Gebelikte yalnızca bulantı görülebileceği gibi, % 37.5- %88 oranında bulantı ve kusma birlikte gözlenir. Bulantılar sonucunda, kadında halsizlik, sıcak basmaları, kabızlık, huzursuzluk ve uyku bozuklukları gibi sorunlar ortaya çıkabilir.

Gebeliğe bağlı bulantı ve kusmalar çoğunlukla, son adet tarihinden sonraki 4.-7. haftalarda başlar, 8.-12. haftalar arasında sıklığı artar ve 20. haftadan sonra sona erer. Nadir olarak gebeliğin ilerleyen aylarında da görülü.
Bulantı ve kusmaların bir çok nedeni olabilir. Bazen kadınlar o kadar yoğun bulantı ve kusma şikayetleri yaşarlar ki hastaneye yatıp tedavi görmeleri gerekebilir. Bu tabloya Şiddetli bulantı kusmalar ( Hiperemezis Gravidarum) denir.
Gebelik bulantı ve kusmaları kadının günlük yaşamını olumsuz etkiler.
Gebelikte bulantı ve kusmaların neden ortaya çıktığı ile ilgili ortaya atılan görüşler.

Plasentanın (bebeğin eşi) ve hormonlar

Birçok çalışma gebelik bulantı kusmalarından hormonları sorumlu tutar. Özellikle Human koriyonik gonadotrop hormon (HCG)’deki artış, karbonhidrat metabolizmasını ve sindirim sitemini olumsuz etkiler. Gebelik bulantılarının oluşumunda önemli olduğu düşünülmektedir ve bunu doğrulayan çalışmalar mevcuttur.
Gebelik öncesi normal kilolu olan kadınlar, besin alımının azalması ve daha az yağ birikimini sağlamak için daha fazla gebelik bulantı ve kusması yaşarlar.
İkiz gebeliklerde HCG düzeyi daha yüksek olduğu için kadın daha fazla gebelik bulantısı yaşar.

Gebelik bulantıları ve Sindirim sistemi ile ilgili nedenler

Gebelikte bulantı şikayeti yaşayan gebelerde, sindirim şikayetleri meydana gelir. Bunlar, hazımsızlık hissi, erken doyma ve şişkinliktir. Yapılan bir çalışmada gebe olmayan kadınlara progesteron verilmiş ve kadınlarda bulantı ve kusmanın meydana geldiği gözlenmiştir. Kadınlarda bulantı ve kusmanın meydana gelmesi, progesteronun, mide hareketlerini yavaşlatması sonucu olabilir.

Gebelikte Bulantı Kusma ve Psikolojik Etkenler

Gebelik, geçmişte yaşanan fiziksel ve psikolojik sorunların, bulantı ve kusma bulguları ile ortaya çıkarılabileceği, kadının birey olarak farklılaştığı ve kimlik kazandığı bir dönemdir.

Gebelik bulantı kusmaları konversiyon ya da somatizasyon hastalığı (farkında olmadan ortaya çıkan bilinçaltı çatışmalar) olarak tanımlanır.

Bir varsayıma göre, gebeliğe bağlı bulantı ve kusmalar gebenin annesi ile olan iletişiminin devamıdır. Eğer gebenin annesi ile iletişimi kötü ise bunu kusma ile kendini gösterecektir. Gebe kadın fetüs (anne karnındaki bebek) aracılığı ile annesini bilinçsizce reddeder. Yapılan bir çalışmada gebeliğe bağlı bulantı ve kusması olan kadınların anneleri ile ilişkilerinin bozuk olduğu belirtilmiştir. Gebenin eşi ile olan olumsuz ilişkileri de gebelik bulantı kusmaları ile ortaya çıkar. Kadın, evliliğinde yaşadığı negatif duyguları kusma aracılığıyla ifade eder. Gebelik bulantı kusmaları olan kadınlarda, plansız / istenmeyen gebelik ve eşle olumsuz ilişkilerin, semptom yaşamayanlardan daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Psikologlara (Psikoanalitik görüşe göre), kusma ve gebelik sırasında besinlerin arzulanması, farklı arzuların dışa vurumudur. Kusma bilinçsizce bebeği vücuttan uzaklaştırma davranışıyken, besinlere duyulan aşırı ilgi ise bilinçsizce bebeği korumak ve beslemektir. Ağız yoluyla bebeği vücuttan uzaklaştırma, çocukluk döneminde gebeliğin ağız yoluyla oluştuğu öğretisinin yansımasıdır. Bu kurama göre; gebe kadın geçmiş yaşamında öğrendiği gebeliğin ağızdan oluştuğu düşüncesine döner ve kendi bebeğini bu yolla uzaklaştırmaya çalışır.

Çok farklı bir görüşlere göre, gebelik bulantı ve kusmalarının olmaması kadının psikolojisinin bozukluğuna işaret edebilir. Eğer kadın gebelik bulantı kusmaları yaşamıyorsa, gebeliğine inanmıyor olabilir. Bulantı ve kusma yaşamayan kadınlar gebelik sırasında, psikolojik problemlere daha yatkındırlar ancak doğum sonu dönemde problemleri hızla düzelir. Semptom yaşayan kadınlar ise, annesine ve eşinin yakınlarına karşı kendilerini daha yakın hisseder, bebeği daha uzun süre emzirir ve kadınlık rolüne daha kolay uyum sağlar.

Gebelikte Bulantı Kusmalar, Bebeği Koruma Ve Evrim Teorisi

Gebelik bulantı kusmalarının meydana gelmesinde, anneyi ve dolayısıyla fetüsü yiyeceklerin olası zararlı etkilerinden koruyan yararlı ve evrimsel bir süreç olarak tanımlayan yaklaşımlar vardır. Bu varsayıma göre, bulantı ve kusmalar embriyo ve anneye zarar vermez hatta her ikisi için de faydalıdır.

Gebelik bulantıları, gebe kadını zehirleme olasılığı yüksek (toksik) ve bebeğe hasar verme olasılığı olan (teratojenik etkilere) besinlerden, alkol, sigara ve kafeinli içeceklerden uzaklaştırarak, anne ve bebeği koruduğu düşünülmektedir.

Bitkilerin renklerini ve hoş kokularını veren kimyasallar, bitkileri böcek, mantar ve bakterilerden korumak için evrimleşmiş maddelerdir. Bu kimyasal maddeler, ikincil bileşikler olarak bilinir, çünkü bitkinin temel metabolizması için esas değildir. Bizler günlük besin alımımız sırasında bunları da tüketiriz.

Bitki toksinleri gıdalardaki tek tehlike değildir. Gebelik sırasında, bağışıklık sistemi zayıflayan gebe enfeksiyon hastalıklarına karşı daha zayıf hale gelir. Başarılı bir gebelik için bağışıklık sisteminin baskılanması gereklidir. Embriyo genlerinin yarısını babadan geldiği ve anne bunlara karşı yabancı olduğu için, eğer annenin bağışıklık sistemi normal çalışırsa bebek ret edilebilir.

Problemli yiyecekler özellikle mantar ve bakteri / virüs içeren etlerdir. Örneğin, toksoplazma gondii paraziti, az pişmiş ya da pişmemiş etlerin tüketilmesi sonucu kişiye bulaşır ve eğer kişinin bağışıklık sistemi zayıf değilse nadiren hastalığa sebep olur.

Varsayımı savunan görüşe göre, gebelik bulantı ve kusmaları,fetüsün doku ve organlarının oluştuğu ve anne bağışıklık sisteminin en hassas olduğu dönemde yoğunlaşır.

Gebelerin tiksindikleri yiyeceklerde potansiyel olarak bitki toksinleri ve patojen mikroorganizmalar varken, hoşlandıkları yiyeceklerde bunlar yoktur. Yapılan çalışmalarla, gebelerin et, balık, kümes hayvanları, yumurta, kafeinli içecekler ve sebzeleri tiksinti verici olarak buldukları saptanmıştır. Alkol de gebeler de teratojen etkisi nedeniyle tiksinti yaratan bir maddedir. Arzulanan yiyecekler ise (meyve, meyve suları, tatlılar, çikolata, sütlü tatlılar ve dondurma) daha az mikroorganizma ve daha az bitkisel kimyasallar içerir.
Gebelik bulantı kusmalarının gebelik sonuçları üzerindeki olumlu etkilerini ortaya koyan çalışmalarda bu varsayımları doğrular niteliktedir.

Gebelik Bulantı Kusmaları Ve Tuz tüketimi

Gebelik bulantı kusmaları yaşayanların öğünlerinde daha fazla tuz tercih ettikleri gözlenmiştir. Gebenin kusmasından kaynaklanan sıvı ve elektrolit kayıpları tuz alımının tercih edilmesinde önemli olabilir. Diyetlerinde yüksek oranda tuz tüketenler gebeliklerinde daha fazla kusma yaşarlar. Eğer günlük sodyum alımı gebelik öncesinde yüksek ise, gebelik sırasında da yüksek olacaktır. Gebelik sırasında ve öncesinde tuz tüketimi fazla ise bulantı yaşama ve orta ve ciddi kusma yaşama riski artar.

PhD. Özlem CAN GÜRKAN

Hemşirelik mesleği ile 1991 yılında İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu’nda tanıştım. Servis hemşireliği, gece süpervizörlüğü ve kadın doğum servis sorumlu hemşireliği yaptıktan sonra 1999 yılında Marmara Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladım. Halen aynı üniversitenin Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü’nde Dr. Öğr. Üyesi olarak görev yapmaktayım. Bilgi paylaşıldıkça çoğalır, felsefesinden yola çıkarak, yıllar içinde edindiğim bilgi birikimini meslektaşlarım ve siz değerli internet kullanıcıları ile paylaşmak için, yıllarca hayalini kurduğum, şimdiki adı daginiktopuz.com olan kadinvehastaliklari.com isimli siteyi 2014 yılında öğrencilerimle hayata geçirdik. Sizinde hayallerinizin gerçek olması umuduyla sevgiyle kalın.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu