Tel Toka

BİR YILBAŞI ÖYKÜSÜ

Merhaba Sevgili Okur,

Bir yılbaşı hediyesi olsun diye yazıyı yılbaşından önce yazmak isterdim. Birtakım sebeplerden ötürü maalesef mümkün olmadı.

Popüler kültürle birlikte kıymeti bilinmeden hayatımızda giren içi boşaltılmış kimi şiirler, romanlar, karakterler ve objeler var. Bunlar bir bez çanta ile görsellik uğruna önemsizleştirilen Frida Kahlo, Küçük Prens temalı sigara tablası veya instagram görseli olarak kullanılan Kürk Mantolu Madonna ve daha sayabileceğimiz onlarca şey.

Birde orda burda çokca kullanılan bazı hayvan figürleri, bunlardan bir tanesi Baykuş figürü. Hayatıma kitap karakterleri az veya çok miktarda yön vermiştir. Vladimir Dudintsev’in, Bir Yılbaşı Öyküsü kitabında geçen Baykuşda hayatıma yön vermesini istediğim kahramanlardan biri oldu. Bu yüzden öyküyü hatırlatması için sıkça baykuş figürlü olan şeyleri tercih ederim ayrıca bilenler bilir baykuş bilgeliğin, bilginin, öğretmenin ve öğrenmenin sembolüdür.

Dilerseniz Dudintsev’in öyküsünden bahsedeyim size…

Bir grup bilim insanın çalışma yürüttüğü şehirde baykuşumuz meydana çıkar. Kitapta da baykuş karakteri ölümün ve öğrenmenin sembolü olarak yer almıştır. Bu baykuş kimin peşinde ise yada kime göründü ise o kişinin zamanının sayılı günler olduğuna işaret eder. Tabi herkesin peşinede düşmez yalnızca yeteneğini ve zamanını heba edenlere görünür ve onları ölümle tanıştırır.

Dudintsev’in derdi aslında zamanladır ve onu kullanırken hangi yüce amaçlarla anlamdırıldığı ile ilgili.

Zamanın bilmecesini şöyle döküyor satırlara “ Zaman, yaşamımızda ki mutlu anlar, bir kum saatinde akıveren kum taneciklerinin en küçüğü gibidir. Bir an içinde ortaya çıkar ve hemen kaybolur. Zaman, onu nasıl değerlendirdiğimiz önemlidir. Biliyor musunuz ki zaman durabilir yada hızla akabilir! Hiç birisini beklediğiniz oldu mu? Zaman durabilir! İki bin yıl taş altında kalmış lotus tohumlarını bulan sonra onları ekip çiçek açtıran bilginlerin öyküsünü duymuşsunuzdur. O tohumlar için taşın altında kaldıkları sürece zaman durmuştu. Söylüyorum size zaman bazen geçmek istemez bazen de ileri doğru fırlar.”

Baykuşumuz ikiside aynı laboratuvarda çalışma yürüten pek samimi olmayan iki çalışma arkadaşına uğrar. Baykuşumuzun uğradığı ilk kişiden bahsedeyim size kendisi hapiste mahkum eski bir çete lideridir . Eski çete liderimiz uzun yıllar hapiste bir başına kalır bu süre zarfında geçen günlerini düşünür,ömründe yaşamını anlamlı kılacak hiç birşey yapmadığını ve baykuşun ona görünmesi ile az zamanı kaldığını kavrar . O artık insanlık için birşeyler yapmak istemektedir. Hapisten kaçar ve yeni bir insan oluverir üç yıl içinde iki fakülte bitirir. Ancak zamanı azdır ve çalışmalarını hızla devam etmektedir ve o iki üç yıl içinde yaşamını baştan yaratmaya çalışır. Ya tüm yaşamını böyle sürdürebilseydi ne olurdu? Belki de o zaman yaşamı dokuz yüz yıldan daha uzun sürmüş gibi olurdu. İkincisine gelecek olursak onun akıbetini kitabın meraklısı öğrensin.

Yalnızca baykuşumuz ilk uğradığı kişiden ikinci kişiye bırakılan notu bırakayım buraya: “ Yaşam yalnız bir kez yaşamak için verilmiştir. Onu büyük yudumlarla içmek gerek . En değerli şeyi yakalayabilmeli insan ve neyin en değerli olduğunu ben sana söyledim. O ne altın, ne de çul parçasıdır. Senin yaşamdan büyük haz duymanı istiyorum . Şuan da üzerinde milyonlarca insanın yaşadığı karanlık kıtayı hiç aklından çıkarmamalısın.”

Kitabımızın ikinci kahramanı bir yılbaşı günü durmuş olan saatini çıkarır, her yıl yeniden kurulması gereken bu saati yeni bir yılda çalışmaya başlaması için yeniden kurar.

Sahi yazının sonuna gelmişken sormak isterim 2018’i nasıl geçirdiniz kurtulmak istediğiniz bir yıl olarak mı ? Cevap evet ise peki bir yıl sonra 2019 ‘u bitirirken yine kurtulmak istediğiniz bir yıl olarak mı bahsedeceksiniz yoksa yaptıklarınız ve yaşadıklarınızla anlamlandırılmış bir yıl olarak mı ?

Vera

İstanbulda yaşayan șiiri ve kedileri seven biriyim.. Bize dair en yabancı olan șeyin isimlerimiz olduğuna inanırım. Hayatımıza dair seçim hakkı sunulmayan şeylerden bir tanesidir. Bu yüzden adımı boșverin siz bana Vera deyin. Sevgilere..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu